Gerçekten nereye ait olduğunu bulmak içinbazen alıştığın her şeyi ardında bırakman gerekir. Kıvrık kuyruklu, maceracı kedi Nana, sahibiyle birlikte pek çok ilginç yer göreceği uzun bir yolculuğa çıkacak. Nereye gittiklerini veya neden gittiklerini bilmese de sahibi Satoru’nun gümüş rengi kamyonetinin ön koltuğunda seyahat etme fikri onun için başlı başına heyecan verici. Nana ve Satoru yüzlerce kilometre yol katedip değişen mevsimlere eşlik ederek Japonya’nın güzellikleriyle tanışacak ve yol boyunca Satoru’nun eski dostlarını ziyaret edecekler:Kedilere yalnızca fare avcısı gözüyle bakan sert mizaçlı çiftçi Yoşimine, evcil hayvanlar için küçük bir pansiyon işleten sıcakkanlı çift Sugi ile Çikako, kedileri çok seven karısı tarafından terk edilen kederli eş Kosuke ve bir de Nana’nın köpekgillerle ilgili bakış açısını tamamen değiştirecek çok çok özel bir köpek….
Yazar: Hiro Arikawa
Gezgin Kedinin Günlüğü
Katedralde şarkı söyleyen çatlak kızın rolünü sevdim ben. Odamın penceresi kilise bahçesine bakardı. O günleri hatırladım. Pazar günleri oraya gelenleri seyrederdim. Onlar beni farketmezlerdi ama kilise bekçisi hep görürdü onlara baktığımı. Belki de dili yoktu onun. Sadece kapıyı açıp bahçedeki yaprakları süpürüp geriye kalan zamanlarda öylece oturup duruyordu. Dili var mıydı, hiç öğrenmedim ama yalan söyler gibi bakardı insanın yüzüne. Filmi seyrederken nedense o pencere geldi aklıma. Yağmur yağdığı günler o pencere önünde kayıt yapardık. Bekçinin kaldığı yerin çatısı aliminyumdandı, yağmurda nasıl da inlerdi. O sesleri bulup dinledim şimdi. Penceredeyim sandım. Hülya’yla paylaşıyorduk o odayı. Sonra o Viyana’ya gitti. Dorian İzmir’deydi. Mehmet Hoca’ya daha benden sözetmemişti mesela. Hiçbirimiz daha üzülmemiştik.Ya da Şafak Hanım’ın muayenehanesinde ne dramatik konuşmalar yapacağını o da bilmiyordu. Lityum o sıralar sadece atom lablarında hızlandırıcıya bir tutam atılmışlığıyla anılıyordu. Ben dilini bilmediğim bir yerde beş parasız kaldığım 2003 senesini daha yaşamamıştım. Prizren’de herşey karışık diye haber geliyordu. Geceleri programa metin yazıyordum. Akşam vakitlerinde içim sıkılır demiş miydim? Tam o saatlerdeydi program. Seninle daha hiç konuşmamıştık. Benim aklımı Radiohead‘le, Bab-ı Ali Yokuşu’yla, Edinburgh bültenleriyle bozduğum yıl. Hülya’nın herşeyden vazgeçip Viyana’da eve kapanmayı seçtiği yıl işte. Ben Valse de Vienne’e bayılıyordum. Ah Ingenborg sen gönlünü bir Viyana ezgisine vermiştin değil mi? “Kışa, bir Viyana ezgisine ve yaza Haritalara, dağda bir yuvaya, bir kıyıya ve bir yatağa“ diyordun. Ben sana inanıyorum (*). Kış Masalı (**)‘nda Şekspir yerden göğe haklıdır. Ahkam kesiciler, rüyalar, çanlar, bekçilerin gözleri, yağmurlar, mesafeler yalan söyler bazen. Haritaya ne bakıyorsunuz? Bohemya‘nın denize kıyısı vardır! BANU (*) Bohemya Deniz Kiyisindadir Burada evler yeşilse eger, girerim bir eve daha. Sağlamsa köprüler burada, iyi basıyorum demektir. Yitirilmişse sevme çabalari bütün zamanlar için, Yeğlerim ben de burada yitirmeyi. Ben olmasam bile, yine ben gibi biridir. Buradan geçiyorsa yanımdan bir sözcüğün sırları, bırakırım geçsin. Bohemya deniz kıyısındaysa hala, yeniden denizlere inanırım. Ve hala inanıyorsam denize, o zaman karaya da umut bağlarım. Bu bensem eger, o zaman herkes de budur, biridir ben gibi. Artık hiçbir şey istemiyorum kendim için. Batmak istiyorum. Batmak; yani denize, orada Bohemya’yı yeniden buluyorum. Sakin uyanıyorum batışın ardından. Sil baştan yapıyorum şimdi ve yitik değilim. Buraya gelin, Bohemyalilar, hepiniz, denizciler, liman orospuları ve gemiler demirsiz. Siz Bohemyali olmak istemiyor musunuz, İliryalilar, Veronalılar, ve Venedikliler, hepiniz. Oynayın güldüren komedileri. Ve ağlanası olanlarını. Ve yanılın yüz kez, tıpkı benim de yanıldıgım gibi, Tıpkı Bohemya’nın da başardıgı ve güzel bir günde denize bağışlanıp, şimdi kıyıda oluşu misali. Ayrıca, bir sözcükle daha komşuyum ve bir başka ülkeyle, Şimdi, az sayıda olsalar da, her şeye daha bir komşuyum, bir Bohemyalı, bir serseri, hiçbir şeyi olmayan, hiçbir şeyin de tutmadıgı biri, yalnızca kavgalı denizden bakınca, seçtiği ülkeyi görmeye yetenekli biri. Butun Siirleri Ingeborg Bachmann (**) Haritaların denizden uzak olduğuna dair bir iddiası olmasına rağmen, Şekspir Bohemya’yı deniz kıyısında anlatır.
2022-12-14 19:59
Kitap başlığı |
Boyut |
bağlantı |
---|---|---|
Gezgin Kedinin Günlüğü okumak itibaren EasyFiles |
5.8 mb. | indir kitap |
Gezgin Kedinin Günlüğü indir itibaren OpenShare |
5.8 mb. | indir ücretsiz |
Gezgin Kedinin Günlüğü indir itibaren WeUpload |
4.5 mb. | okumak kitap |
Gezgin Kedinin Günlüğü indir itibaren LiquidFile |
4.7 mb. | indir |
Kitap başlığı |
Boyut |
bağlantı |
---|---|---|
Gezgin Kedinin Günlüğü okumak içinde djvu |
3.2 mb. | indir DjVu |
Gezgin Kedinin Günlüğü indir içinde pdf |
4.3 mb. | indir pdf |
Gezgin Kedinin Günlüğü indir içinde odf |
5.9 mb. | indir ODF |
Gezgin Kedinin Günlüğü indir içinde epub |
5.6 mb. | indir ePub |